Ölüme inanmak istemeyiz, hep içimizde yaşamın sonsuz olmasına dair bir umut vardır. Ülkelerin, toplumların yaşadığı büyük değişimlerde böyle, içinde yaşadığımız toplumun, ülkenin büyük bir değişime girdiğine, herşeyin kökten değişeceğine bir türlü inanmak istemeyiz. Sekiz yıl önce Ak Parti iktidarının Ordu'yu, yüksek yargıyı sorgulayacak ve değiştirecek bir konuma, güce erişeceğine inanmadık, buna ihtimal vermedik. Bir Ak Partilinin Çankaya'ya çıkacağına ihtimal vermezdik. Şimdi sistem sorgulanıyor, yüksek yargının yapısı değiştiriliyor, başkanlık sistemi ve bunun alt yapısı eyalet sistemi tartışılıyor. Toplum bunu algılamaktan çok uzaklarda. Türkiye büyük bir değişimin içerisinde. 
 
HİÇ BİR ŞEY SONSUZ DEĞİLDİR
Her şey doğar, gelişir, ve sonlanır. Bu ülkeler için de geçerlidir. Şimdi Türkiye Cumhuriyeti sorgulanıyor, uniter devlet ilkesi tartışılıyor. Kürtler ve sol liberaller Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş felsefesini sorguluyor, ama biz yurttaşların ezici çoğunluğu, belki %99.9 bu gelişmenin dışındayız, yaşamımızı, geleceğimizi kökten değiştirecek bu gelişmeye müdahele etmiyoruz, birilerinin bizim adımıza bu müdaheleyi yapacağını sanıyoruz. Cumhuriyet değiştirilebilir, sonlanabilir, ama biz neden bu gelişmenin farkına varamıyoruz ve kendi irademizi bu gelişmeye koyamıyoruz? Bunun en baş sorumlusu halkın örgütlenmesinden korkan, örgütlülüğü öcü gibi gösteren, gençleri politikadan soğutan, kitleleri depolize eden askeri müdaheleler ve darbelerdir. Kitleleri örgütsüz kalmaya mahküm eden darbeci kemalist düşünce ve bu düşüncenin yandaşları bugün darbeleniyor, hesap veriyor ama toplum çatışmada seyirci.

DEĞİŞİMİNİN DİNAMİĞİNİ KAVRAMADAN DEĞİŞİME MÜDAHALE YARARSIZ.

Önce bu değişimi ve arkasındaki dinamikleri tespit etmemiz gerekir. Bugün Cumhuriyetin kuruluş felsefesi tartışılır duruma gelmişse biz bu tartışmadan kaçınamayız. Körü körüne taraf olma yerine bilinçli olmak toplumun geleceği için bir zorunluluktur. Her şeyi korkusuzca tartışmalıyız. Tartışmadan kaçmak ve tabuların arkasın sığınmak bu ülkeyi sevenlere hiç bir şey kazandırmayacaktır. Ak Parti ve iç dış destekçileri Türkiye'yi yeniden şekillendirmek istiyorlar ve adım adım da şekillendiriyorlar. Biz bu değişimin karşısına "İSTEMEZUK, BÖLDÜRTMEYİZ " gibi sloganların arkasına sığınarak çıkmakla geleceğin şekillenmesine olumlu bir katkı yapamayız.

DEĞİŞİM KAÇINILMAZ

Değişim kaçınılmaz ama bu değişimin bizim istediğimiz gibi olması için değişime bağnazca karşı durma yerine değişime sahip çıkıp yön vermeliyiz. Bizden kastım Türkiye Solu ve Yurtseverlerdir. Biz bunu yaparken geçmişin amerikancı darbecileri ve bağnazlıkla aramıza kalın bir çizgi koymalıyız.
YAZI DEVAM EDECEK