Danıştay 9. Daire

Tarih    : 07.11.2018

Esas No : 2016/6774

Karar No  : 2018/6733

Kanuni temsilci sıfatıyla ilgili kişilerin takip edilebilmesi için, vergi borçlusu hakkında tüm takip yollarının tüketilmesi ve amme alacağının vergi borçlusundan kısmen veya tamamen tahsil imkanının bulunmadığının somut bir biçimde ortaya konulması, 6183 sayılı Yasa ile belirlenen takip yollarının tüketilmesi gerektiği, buna göre haciz uygulanan şirkete ait banka mevduat hesaplarındaki hacizli tutarların idare hesabına alınması işlemlerinin gerçekleştirilerek vergi borcunu karşılayıp karşılamadığının belirlenmesi ve sonrasında kanuni temsilciye gidilmesi gerekirken, bu yol izlenmeden kanuni temsilci adına ödeme emri düzenlenmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı hk.

İstemin Özeti  : … Petrol Ürünleri Boya Kimya Otomotiv Nakliyat San. Tic. Ltd. Şti.’nin vergi borçlarının tahsili amacıyla kanuni temsilcisi sıfatıyla davacı adına düzenlenen ödeme emrinin 2006 yılı kurumlar vergisi, vergi ziyaı cezası ve özel usulsüzlük cezasına ilişkin kısmının iptali istemiyle açılan davayı reddeden Vergi Mahkemesi kararının; dilekçede ileri sürülen sebeplerle bozulması istenilmektedir.

Karar: Uyuşmazlıkta; Petrol Ürünleri Boya Kimya Otomotiv Nakliyat San. Tic. Ltd. Şti.’nin vergi borçlarının tahsili amacıyla kanuni temsilcisi sıfatıyla davacı adına düzenlenen 13.02.2014 tarih ve … sayılı ödeme emrinin 2006 yılı kurumlar vergisi, vergi ziyaı cezası ve özel usulsüzlük cezasına ilişkin kısmının iptali istemiyle açılan davayı, “2006/Aralık döneminde davacının kanuni temsilcilik sıfatının bulunduğu ve söz konusu amme alacağının şirket tüzel kişiliğinden tahsil edilemediğinin anlaşıldığı” gerekçesiyle reddeden Vergi Mahkemesi kararının, dilekçede ileri sürülen sebeplerle bozulması istenilmektedir.

213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 10. maddesinde; tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde, bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri tarafından yerine getirileceği, yukarıda yazılı olanların bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacakların, kanuni ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı hükme bağlanmıştır.

6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun’un 54. maddesinde, müddeti içinde ödenmeyen amme alacağının tahsil dairesince cebren tahsil edileceği; 55. maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; 58. maddesinde ise, kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde vergi mahkemesi nezdinde dava açabileceği belirtilmiştir.

Yukarıdaki Kanun hükümlerinin değerlendirilmesinden; kanuni temsilci sıfatıyla ilgili kişilerin takip edilebilmesi için, vergi borcunun usulüne uygun bir biçimde tarh, tahakkuk, tebliğ, safhalarından geçerek borcun kesinleştirilmesi, vergi borçlusu hakkında tüm takip yollarının tüketilmesi ve amme alacağının vergi borçlusundan kısmen veya tamamen tahsil imkanının bulunmadığının somut bir biçimde ortaya konulması, 6183 sayılı Yasa ile belirlenen takip yollarının tüketilmesi gerektiği anlaşılmaktadır.

BİLİNEN ADRESTE AĞABEYE YAPILAN TEBLİĞİN YASAYA UYGUN OLDUĞU BİLİNEN ADRESTE AĞABEYE YAPILAN TEBLİĞİN YASAYA UYGUN OLDUĞU

Dosyanın incelenmesinden, davacının kanuni temsilcisi olduğu Petrol Ürünleri Boya Kimya Otomotiv Nakliyat San. Tic. Ltd. Şti.’nin vergi borçlarının şirketten tahsiline yönelik olarak yapılan malvarlığı araştırması sonucunda, herhangi bir gayrimenkul ve aracın bulunmadığı, şirket hesabındaki mevduatın borcu karşılamadığı ve takibatın sonuçsuz kaldığından bahisle kamu alacağının tahsili için kanuni temsilci sıfatıyla davacı adına ödeme emri düzenlenip tebliğ edildiği ve iptali istemiyle açılan davanın Vergi Mahkemesince reddedildiği anlaşılmaktadır.

Olayda şirkete ait banka mevduat hesaplarına haciz uygulandığından, öncelikle banka hesaplarındaki hacizli tutarların idare hesabına alınması işlemlerinin gerçekleştirilerek vergi borcunu karşılayıp karşılamadığının belirlenmesi ve sonrasında kanuni temsilciye gidilmesi gerekirken, bu yol izlenmeden davacı adına ödeme emri düzenlenmesinde ve vergi mahkemesince davanın reddedilmesinde hukuka uyarlık görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüne, Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, oyçokluğuyla karar verildi(*).

 

(*)         KARŞI OY: Temyiz isteminin reddi ile temyize konu Vergi Mahkemesi kararının onanması gerektiği oyuyla karara katılmıyoruz.

Editör: Haber Merkezi