Mafya düzeni tasfiye oluyor
AKP hükümeti döneminde köklü değişimler oluyor ve biz bu değişimlere, AKP iktidarında olduğu için, ya şüphe ile yaklaşıyoruz, ya da şaşırıp kalıyoruz.
Olumsuzlayarak söylemediğimi öncelikle belirtmeliyim, bu değişimler iç dinamiklerle olmuyor, dıştan gelen baskılarla oluyor..
AB uyum yasaları ile bütün mevzuat belli bir takvim içerisinde değişiyor.. Değişim sadece mevzuat değişikliğinden ibaret değil, uygulama da değişiyor..
Uygulamanın değiştiğini hayatın içinde görüyoruz.. Bugün özel yetkili ağır ceza mahkemelerinde görülmekte olan birçok mafya- çete davası bir şekilde güvenlik güçlerinin elde ettiği istihbaratların değerlendirilmesi ile takip edilmiş, soruşturulmuş ve kovuşturulmakta olan davalardır. Emniyet kendisine intikal eden çok küçük istihbaratları titizlikle takip ediyor.. Bu anlatılanlar sadece basın veya Google bilgileri değil, bir şekilde ilgili olduğumuz ve gözlemlediğimiz olaylardır.
Bu anlatımlardan Türkiye’de mafya düzeni tasfiye edildi, Türkiye’de adil yargılama var sonucu çıkartılmamalı, biz de böyle bir iddianın sahibi değiliz.. Başlıktan da anlaşılacağı gibi; “mafya düzeni tasfiye ediliyor” diyoruz.
Mafya düzeni nedir?
Her türlü yasa dışı iş ve işlemler mafya düzenini oluşturur..
Kayıt dışı ekonomi, küçük- büyük bütün rüşvet ilişkileri, iltimas, adam koruma, çek senet tahsil çeteleri , haraç mezat ilişkileri gibi yasa dışı bütün faaliyetler mafya düzenini oluşturur.. Zaten bir yerde yasa dışı bir ilişki varsa bildiğimiz anlamı ile mafya o işin mutlaka bir tarafında vardır.
İşte bu düzen bugün değişiyor; hem mevzuat değişiklikleri ile ve hem de uygulama ile….
Bu değişim maalesef iç dinamiklerle oluşmuyor..
Bilişimdeki büyük gelişmeler sermayeyi büyük bir hızla evrenselleştirdi, küreselleşme baş döndürücü bir biçimde hızlandı.. Sermaye gittiği ülkelerde güvenli bir ortam istiyor, mafya düzeni sermaye için ürkütücü..
Küresel sermaye sadece güvenli ortamla da yetinmiyor, şeffaf bir yapı istiyor.. Yeni TTK ile getirilen internet sitesi ve şirket bilgilerinin internet sitesinde yayınlanmasını düzenleyen hükümler bu amaçlarla getirilen düzenlemelerdir.. Bu konuda o kadar ileri gidildi ki; patronlar “ yatak odalarımıza giriliyor” diye isyan ettiler ve 6102 sayılı yeni TTK da 6135 sayılı yasa ile yapılan değişikliklerle internet ortamında yayınlanacak bilgilerin alanı daraltı ve internet sitesi zorunluluğu sınırlandırıldı.. Yasanın getirdiği şeffaflık düzeyi kapitalizmin ana vatanında bile olmayan bir şeffaflık düzeyi idi..
Yazıyı okuyanları sıkmama adına bu düzenlemelerin detayına girmiyorum..
Bilişim teknolojisinin gelişmesi öylesine bir küresel düzen yarattı ki 20 sene önce bu olanları hayal bile edemezdik. Bugün Newyork’da bulunan birçok önemli binayı koruyan güvenlik kamaralarının monitörlerinin ve birçok büyük şirketin çağrı merkezinin Hindistan’da olması gibi..
Dünya baş döndürücü bir hızla değişiyor.. Ve küresel güçler ya bu düzene uyarsınız, ya da Arap baharında sıraya girersiniz diyorlar..
Yeni düzenlemelerde bazen kraldan fazla kıralcı olan düzenlemeler de oluyor.. Şike yasasında suç ile ceza orantısında ve Yeni TTK daki şeffaflıkta ölçünün kaçırılması gibi..
Bu değişimin esasını kavrayamayanlar bazı safça taleplerle ortaya çıkıp değişimi tersine çevirmek için uğraş veriyorlar.
Karşılıksız çeke cezanın tekrar geri gelmesi talepleri gibi…
Marmara Bölgesi baroları toplanıyor, buna İstanbul Barosu ’da dahil; karşılıksız çeke cezayı kaldıran tasarıya karşı deklarasyon yayınlıyor, İİK 82. Maddedeki haczedilmezlik sınırlarının genişletilmesine karşı çıkıyorlar..
Bugün hala karşılıksız çeke cezanın geri gelmesi için kamuoyu yaratma uğraşları devam ediyor.
İİK’da yapılan değişikliklerle icra memurlarının para ile teması kesiliyor, düzenleme ile paraların bankaya yatırılması öngörülüyor, haciz kararını icra memurunun vermesi, yedieminliğin yeniden düzenlemesi ve yeni kurallara bağlanması, icra memurlarının kararlarının gerekçeli olması, işlemlerin uyap si sisteminde yapılması gibi birçok yeni düzenleme getiriliyor..
Bütün bu düzenlemeler neden yapıldı, ne amaçlanıyor?
İcralardaki yerleşik düzeni bütün avukatlar biliyor.. İcra memurlarının para ile ilişkisi bu yerleşik düzeni kaldırmaya yönelik en bariz düzenlemedir..
Kararların gerekçeli olması ve uyap ortamında alınması keyfiliğin ve yolsuzluğun önüne geçmeyi amaçlamaktadır.. İcra satışlarına getirilen yeni düzenlemeler icra mafyasını hedef almaktadır.. Artık icra satışlarına elektronik ortamda katılmak mümkün olacak…
Düzen değişiyor, avukatlar bu yeni düzeni doğru kavramak ve değişime ayak uydurmak durumundadırlar.
Mafya düzeni değişirken avukatlığın eski sistemde devamına olanak yoktur.
Hukukçular değişimden çok statükodan yana...
19. Yüzyıl düşünürleri kapitalizmin gelişimi konusunda yanıldılar.
Marksistler, buna Karl Marks’ın kendisi de dahil, kapitalizmin 19. Yüzyılın başlarında, batıda gelişmesini tamamladığını ve artık kendini yenileyemediğini ileri sürmüşler ve toplumsal gelişmede sıranı sosyalist devrimde olduğunu düşünmüşlerdir.
Ve Avrupa’da devrim beklentisine girildi.. İlk girişim Fransa’da gerçekleşti.. 1871 Paris Komünü.. Paris Komünü çok kısa sürdü.. Marksistler hata yaptıkları için devrimin geri teptiğini düşündüler, ancak o günden bugüne kadar kapitalizmin vatanı Batı Avrupa ve Amerika’da bir daha devrim şansı yakalanamadı.
Sosyalist devrimler, Marksistlerin tarihsel ve toplumsal gelişme teorilerinde ileri sürdüklerinin aksine kapitalizmin gelişmesini henüz tamamlamadığı, yarı feodal çarlık Rusya’da ve bir köylü toplumu olan Çin’de gerçekleşiyor, ancak bu devrimlerde bilindiği gibi çöküyor..
Buradan çıkacak sonuç, kapitalizmin 21. Yüzyılda bile üretken olmaya devam ediyor olmasıdır.
Son küresel kriz ise henüz aşılmış değildir..
Dünya hızla değişiyor.. Bize düşen tarihsel görev gelişime direnmek değil, ayak uydurmaktır.. Fakat biz hukukçular, hukuku savunduğumuz için olacak, daha çok statükodan yana oluyoruz..
Rahmi Ofluoğlu