Bundan 10 yıl önce, asgari ücret ile 11 tane çeyrek altın alınabiliyorken, şuan 5, bilemedin 6 tane alabiliyoruz.
Ne acı değil mi!
Yarı yarıya fakirleşmişiz halk olarak; emeğimizin yarısını, bunda emeği geçenler almış.
Peki tüm bunların sorumlusu kim, neticeten tabiki Biz!
Haklıyı haksızı ayıramadığımız, olmuşa veya olacağa tepki veremediğimiz için BİZ.
Tepki, bilgi toplumlarının silahıyken; bizim silahlarımız maalesef ağlamak, bu da geçer deyip üzülmek ve oturup eli kolu bağlı, birilerinin gidişatı değiştirmesini beklemek, ne acı…
Toplum bilinci yerlerde, insana saygı alaşağı olmuş, yanıbaşımızdakini umursamıyorken, bencilliğin kitabını yazmamız gayet normal.
Hayat o kadar zor, durum o kadar kötü ki, yakın bir zamanda günü de kurtaramayacağımız aşikar sanki.
Yıllar yılı biriktirdiğimiz ben, önce ben, ilk ben anlayışı, toplumumuzu bu günlere getirdi. Herkes kendi adaletini sağlamaya çalıştı gün be gün. Sonuç ortada…
Adaletin ne olduğunu anlayamamamız, birlikteliğin gücünü kavrayamamamız, bizi, doğru hamlelerle uzun yıllarda toparlayabileceğimiz bataklığa itmiş durumda Sevgili Dostlar;
Bu bataklıktan yine birbirimizin üzerine basarak mı çıkmaya çalışacağız, yoksa artık bataklığı kurutmayı mı öğreneceğiz, bunu zaman gösterecek…
Sevgi ve Saygılarımla;
Ulaş SABANCILAR
Katılım Büro-Sen Gnl.Bşk.Yrd.