Berkin Elvan ile birlikte Gezi Direnişlerinde yaşamını yitiren gençlerimizin sayısı 8’e yükseldi. Berkin’den önce yaşları 17 ile 26 arasında değişen gençler diyorduk, şimdi şehitlik yaşı 14’e kadar düştü.
269 günlük yaşam mücadelesinin sonunda gözlerini hayata kapayan Berkin Elvan, tüm Türkiye’ye gelinen noktanın fotoğrafını gösterdi.
Karşı karşıya kaldığımız tablo öylesine vahim, vahşi ve insanlık dışı ki, insan neresinden başlayacağını bilemiyor.
Türkiye’de yıllarca faili meçhul cinayetler tartışması yaşandı. Kimliği belirsiz kişilerce öldürülen aydınlarımızın, gençlerimizin katil zanlısı olarak yakalananlar da tetikçilerden öteye geçemedi. Bu faili meçhuller dönemi sona ermeli derken şimdi de faili meşhur cinayetler dönemi başladı. Ethem Sarısülük’ün yaşamını nasıl yitirdiğini canlı yayın eşliğinde bütün Türkiye gördü. Ama yargılama tüm Türkiye’den kaçırılıyor. Berkin Elvan’ın cinayetinde de olay günü orada olan polislerin tümünün ifadesi alındı. Ortak cümleleri şu oldu:
“O gün ne olduğunu hatırlamıyoruz.”
Özellikle büyük şehirlerin en ücra köşelerini bile kamera altında tutanlar, İstanbul’un göbeğinde Berkin Elvan’ın alnına isabet eden gaz fişeğiyle ilgili hiçbir görüntü olmadığını söylüyorlar!

***

Böylesi cinayetlerde en önemli yanlardan biri, olay sonrasında yöneticilerin takındığı tutumdur. Sorumluluk makamında olanlar, olayı öylesine göğüsler ki, toplumda yaraların sarılacağı, kabuk bağlayacağı duygusu güçlenir. Topluma güven gelir. Öyle ki böylesi acı olaylar toplumun ortak paydalarını da güçlendiren sonuçlar da doğurabilir.
Ama tabii ki iç barışı şiar edinmiş demokrasinin güçlü olduğu ülkelerde!
Türkiye’de ise bunun tam tersinin yaşandığını görüyoruz.
Berkin Elvan cinayeti önceki gün öğle saatlerinden itibaren Türkiye’nin dört bir yanında defalarca yinelendi. İktidar sahipleri ayaküstü soru üzerine söyledikleri kimi üzüntü sözcükleri dışında yaraya merhem olacak bir adım atmadılar.
Böylesi olaylar tıpkı toprağın derinlerindeki fay hatları gibi toplumun derinliklerinde, kalplerde, beyinlerde fay hatlarına neden olur. Sağduyu sahibi herkes ülke bütünlüğünü her şeyin önüne koyarken toplumdaki, beyinlerdeki, yüreklerdeki parçalanmışlık kahredici bir hızla devam ediyor.

***

Berkin Elvan cinayetinin bir başka boyutu ise toplumda yarattığı direnç.
Dün daha önceden planladığım Anadolu gezileri çerçevesinde Hacıbektaş, Gülşehir, Avanos, Ürgüp ve Şereflikoçhisar’daydım. Hacıbektaş’ta Belediye Başkanı Mustafa Selmanpakoğlu, CHP yöneticileri ve tüm yurttaşlarla birlikte Berkin Elvan için bir dakikalık saygı duruşunun ardından söyleştik. Hepsinin gözlerinde Berkin Elvan cinayetinin acısı vardı. “Bu son olsun. Bunun hesabı sorulsun” haykırışları birbirine karışıyordu.
Gülşehir’de de insanlar Berkin Elvan için hazırladıkları dövizlerle yola düşmüşlerdi. Daha önce hazırlanmış “Hırsız var” dövizinin hemen altına “Katil var” sözü eklenmişti.
Avanos’ta ise benzer dövizlerin yanında insanların elinde birer somun ekmek vardı. Memlekette artık ekmek aslanın ağzında değil, gaz fişeğinin altındaydı.
Sadece büyükşehirlerden değil, Anadolu’nun dört bir yanından gelen haberler gösteriyor ki, Türkiye Berkin Elvan’a uyanmıştı.
Bu iktidar 16 kiloya düşen Berkin Elvan’ın ağırlığının altında kalacak!