İşverenler tarafından işçinin kullandığı bilgisayarlar çoğu zaman bazı programlar aracılığı ile izlenmektedir. Bu yolla; çalışanın performansının ölçülmesi, çalışma saatlerinde iş dışında zaman geçirilmemesi ya da şirket bilgilerinin üçüncü kişiler ile paylaşılmasını önlemek amaçlanmaktadır.
Hukukumuzda işçilerin bu şekilde izlenmesi konusunda açık bir düzenleme mevcut değildir. Bu alanda işverenin yönetim hakkı ile işçinin özel hayatının gizliliği hakkı çatışmaktadır. İşverenin yapacağı bu izleme faaliyetlerinde genel kabule göre[i] işçinin özel hayatının gizliliği hakkı ihlal edilmeden işçilerin bilgisayarlarının denetiminin ölçülü, makul olması, işin niteliği gereği gerekli olması ve işçinin rızasının alınması halinde mümkündür.
Yargıtay’ın yakın tarihli bir kararına[ii] göre ise işveren yönetim hakkının bir sonucu olarak işçiyi elektronik ortamda izleyebilir ve takip edebilir. Ancak bunun için işçinin bu izleme hakkında bilgisinin olması şarttır.
Karara konu olan olayda, işçinin diz üstü bilgisayarına özel bir takip programı yüklenmesi ile izlenmesi sonucunda işveren tarafından işçinin çalışma süresi içinde kariyer sitelerine girdiği, sohbet sitelerinde zaman geçirdiği, bir başka arkadaşını işverenine bazı bilgileri vermemesi konusunda yönlendirdiği, şirketin araç vermemesi üzerine işvereni kötülediği, fuarlara katılmama konusunda çeşitli bahaneler ürettiği, iş sözleşmesinin başlangıcında kendisinde bulunması gereken vasıflar konusunda hatalı bilgi verdiği tespit edilmiştir. İşçinin tüm bu davranışları işveren açısından haklı nedenle derhal fesih hakkı doğurmaktadır.
Ancak işveren bu davada işçinin bu izlemeden haberdar olduğu veya izlemenin yapılacağı konusunda bilgilendirildiğine dair somut bir delil sunamamıştır. Bu sebeple Yargıtay işçinin habersiz izlenmesi sonucu elde edilen bilgileri hukuka aykırı delil olarak kabul etmiştir.
İşçinin izlendiğine dair bilgilendirilmemesi veya gizlice izlenmesi neticesinde elde edilen veriler, iş sözleşmesinin işçi tarafından ihlal edildiğini açıkça ortaya koysa dahi, hukuka aykırı delil kabul edildiğinden işveren tarafından feshin haklı nedenlere dayandığının ileri sürülmesi mümkün değildir.