AVRUPA Birliği’nin Türkiye’yi konu alan İlerleme Raporu’nun yolsuzlukla mücadeleye ilişkin bölümlerini altını çizerek okudum. Bunu yaparken daha önce yaşamış olduğunuz bir hissin sizi yeniden yakalamasına benzer bir durumun içinde buldum kendimi.
Bu yazıyı yazmaya koyulacağım sırada geçen yılki raporun ilgili bölümüne ve tam bir yıl önce bu konuda kaleme aldığım yazıya bir daha baktım. Yazı, “AB Yolsuzlukla Mücadele İstiyor” başlığını taşıyordu.

RAPOR HAZIRLAMADA KOPYALA-YAPIŞTIR YÖNTEMİ
Raporları karşılaştırınca şunu gördüm: Yeni giren iki üç paragraf ve bazı rötuşlar bir tarafa bırakılırsa, AB Komisyonu yolsuzluk bölümünü büyük ölçüde “kopyala-yapıştır” yöntemiyle yazmıştı.
Hangi bölümlerin tekrarlandığını merak edebilirsiniz. Örneğin, “Yolsuzluklar pek çok alanda yaygındır” ifadesi aynen tekrarlanıyor.
Biraz daha geriye gidip bakınca, “Yolsuzluklar pek çok alanda yaygındır” ifadesinin 2005, 2006, 2007 ve 2008 raporlarında da yine “kes-yapıştır” yöntemiyle aynen yer aldığını bir kez daha fark ettim.
Ancak ilginç bir nüans da yakaladım. 2005 ile 2009 yılları arasındaki raporlarda standart bir şekilde “Yolsuzlukla mücadelede sınırlı ilerleme sağlanmıştır” (limited progress) denilirken, bu yıl “Yolsuzlukla mücadelede biraz ilerleme sağlanmıştır” (some progress) deniliyor.
AB, DENİZ FENER’İ İDDİANAMESİNİ BEKLİYOR
Bu arada, paralelliklerin Deniz Feneri soruşturmasını da konu aldığını gördüm. Geçen yılki raporda, Almanya’daki Deniz Feneri derneğiyle ilgili yolsuzluk davasının Türkiye uzantısıyla ilgili “soruşturmanın sürdüğü” belirtiliyordu. Bu yılki raporda da benzer ifadelerle “soruşturmanın sürdüğü” kaydediliyor. Bu yıl yeni olan unsur, “şüphelilerin evlerine ve derneğin merkezine polis baskını düzenlendiğinin” belirtilmesi.
Geçen yılki raporda yer alan “Ancak, henüz mahkemeye iddianame sunulmamıştır” (However, no indictment has been submitted to the court) ifadesi, bu yıl da aynen korunmuş.
Ayrıca, geçen yılki raporda yer alan “Milletvekillerinin yolsuzlukla ilgili konulardaki dokunulmazlıklarının sınırlandırılmasında hiçbir ilerleme kaydedilememiştir” ifadesi de aynen tekrarlanmış.
Benzer bir durumla “yolsuzluk mücadele” başlığı altında değerlendirilen “siyasetin finansmanı” konusunda karşılaşıyoruz. Partilerin ve adayların seçim kampanyalarının finansmanının kurallara bağlanması ve şeffaflaştırılması yolundaki beklenti benzer ifadelerle bir kez daha kayda geçiriliyor.
OLUMLU UNSUR EYLEM PLANININ HAZIRLANMASI
Raporda bu yıl yer alan yeni olan unsur, hükümet içinde yolsuzlukla mücadele konusunda bir komitenin kurulduğunun vurgulanması. Bu komite, geçen nisan ayında 2010-2014 yıllarını kapsayan yolsuzlukla mücadele stratejisine ilişkin bir eylem planını kabul etmiş.
Bir de Avrupa Konseyi çerçevesindeki Yolsuzlukla Mücadele Grubu’nun (GRECO) 2005 yılında açıkladığı toplam 21 tavsiyeden 2010 yılına kadar 15’inin yerine getirildiği belirtiliyor. Ancak burada da GRECO’nun Türkiye’den dokunulmazlıklar, yargı bağımsızlığının güçlendirilmesi ve ombudsman başlıklarında adım atılmasını beklediği belirtiliyor.
Komisyon, son anayasa değişikliğinin son iki başlıkta (dokunulmazlıklar-yargı) ilerleme sağlanabilmesi için zemin oluşturduğunu belirtiyor.
Görüleceği gibi, AB’nin “biraz ilerleme” olarak nitelendirdiği gelişmeler daha çok hükümetin bürokratik organizasyon ve eylem planı bazındaki hazırlıkları ve son anayasa değişikliğinin getirdiği iki düzenlemeyle ilgilidir.
AB, bunları olumlu görmekle birlikte “pek çok alanda yaygın olan” yolsuzlukların azaltılması için hazırlanan bu stratejinin şimdi “etkin bir şekilde uygulanmasını” bekliyor.
İlerleme Raporu’nun bu bölümünün finalinde, yolsuzluklarla mücadele için “Türkiye soruşturma, iddianameler, yargılama ve mahkumiyetlerle tescil edilen somut bir performans sicili (track record) geliştirmelidir” deniliyor.
Yani AB, yolsuzlukla mücadele konusunda artık icraat bekliyor.
2011 raporuna hazır mısınız?

(Hürriyet 13.11.2010)